Özbek Hanlığı (1428-1599)

Özbek Hanlığı (1428-1599)

Altın Ordu Devleti'ne 1312-1340 yılları arasında hükümdar olan Özbek Han'dan dolayı, bu günkü Özbekistan'da yaşayan Türklere "Özbekler" adı verilmiştir. Bölgede İslamlığı yayan ve kuvvetlendiren Özbek Han olmuştur. Timur'un ölümünden (1405) sonra imparatorluk parçalanmaya başlamıştı. Özbekler, Aral Denizi'nin ve Seyhun Irmağı'nın kuzeyinde dağınık halde idiler. Özbekler 1428'de Sibir şehrinde (bu günkü Tobolsk'un Hemen batısındaki Tura'da ) Ebül Hayr'ı Han ilan ettiler. Ebül Hayr, Batu'nun kardeşi Şiban (Şeyban) soyundan geliyordu. Onun için Özbeklere "Şibanîler, Şeybaniler veya Şibanoğulları" da denir.

Ebül Hayr, 1403-1431'de Harezm'i, sonra Sırderya kıyısındaki Sığnak, Arkuk, Suzak, Akkurgan, Özkent kalelerini ele geçirdi. Sığnak'ı kendisine merkez yaptı. Isık Göl civarındaki Özkent'e kadar bütün bölgeye hakim oldu.Ülke 1457'de Oyratlar ve Kalmukların saldırısına uğrayınca karışıklıklar çıktı. Bunun üzerine halkın bir kısmı (Kazaklar), Çağatay Hanı Esen Buğa'nın yanına çekildiler. Ve ülkenin doğu bölgesine yerleşerek buradaki Kırgızlarla karşılaştılar. Bunlara daha sonra (Kırgız-Kazaklar) denmiştir.

Ebül Hayr, 1468'de Kırgız-Kazakları itaat altına almak için yaptığı bir savaşta yenildi ve aynı yıl içinde öldü. Onun oğlu Muhammed Şibanî Han henüz on yedi yaşındaydı. Mücadeleye devam etti. Çevresinde çok az kuvvet bulunmasına rağmen Kazak Barunduk Han'ı yendi, ama Kazak Canıbek Han'ın oğullarına yenildi. Bütün kuvvetlerini kaybettiği için Çağatay hükümdarı Mahmud Han'ın hizmetine girdi. Devrin tanınmış alimlerinden olan Mevlana Muhammed Hıtayî'den ders aldı. İlim sahibi ve iyi bir şair oldu. Günümüze ulaşan Türkçe ve Farsça şiirleri vardır.

1487'de Çağatay hükümdarı Mahmud Han Muhammed Şibanî'ye Türkistan şehrini ikta (dirlik) olarak verdi. Timuroğulları arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanan Muhammed Şibanî, 1500'e doğru Maveraünnehir'i ele geçirdi ve hükümdarlığını ilan etti.Muhammed Şibanî hükümdarlığını ilan ettikten sonra arka arkaya seferler yaptı ve başarı kazandı. 1503'te Akşi'de yapılan bir savaşta Çağatay Hanı ile Uygur bölgesi emirini yendi. Bunun sonucu olarak Taşkent ve Sayram bölgelerini ele geçirdi.

Hüseyin Baykara'nın ölümünden sonra Harezm'i 1506 ve 1507'de Belh ve Herat şehirlerini de zaptetti. Maveraünnehir, Fergana, Horasan ve Batı Türkistan'ı aldı. Fakat 1510'da Safevilerle yaptığı savaşı kaybetti ve öldü.

Muhammed Şibanî öldüğü zaman başkent Semerkant idi. Buhara, Taşkent gibi büyük şehirlerde hanedan mensubu valiler vardı. Taht kavgası yüzünde ülke neredeyse parçalanacaktı Yarım asır süren kargaşalıkta ülke yine dağılmadan kalabildi. Nihayet 1560'ta II. Abdullah Han 38 yıl iktidarda kaldı ve Özbekistan'a parlak bir devir yaşattı. Şairdi... Türkçe, Farsça ve Arapça şiirler yazmıştır. Bilginleri de himaye etmiştir.

II. Abdullah Han, Safevî Hükümdarı Şah Abbas'a yenilince Özbek Hanlığı büyük bir sarsıntı geçirdi. Bu sırada Abdullah Han öldü (1598) ve Horasan Safevîlere geçti. Taşkent ve çevresini Kırgızlar işgal ettiler. Diğer bölgelerde başka hanlıklar kuruldu ve Özbek Hanlığı'na, Şîbanilere akraba olan Canoğulları 'Cânîler) hâkim oldu.

16. yüzyıldan itibaren küçük hanlıklara bölünen Türk illeri, Rusların saldırılarına ve işgallerine uğradı. 1860-1865 yıllarında Ruslar, Türkistan içlerine doğru ilerlemeye başladılar. 1868'den sonra Özbek Hanlığı'nın yerini alan Buhara Hanlığı yarı bağımsız bir şekilde devam etti. Nihayet 1924'de Rusya, bu bölgedeki Türk illerini küçük küçük sosyalist cumhuriyetlere ayırdı.

Özbek Edebiyatı 20. yüzyılın başına kadar Çağatay Edebiyatı olarak anılıyordu. Artık 'Özbek Edebiyatı' denilmektedir. Türk Edebiyatının zengin bölümlerinden birini oluşturur. Özbekler ülkeyi İslâmî eserlerle doldurmuşlardı.

Hiç yorum yok: